Bali’de Yoga Eğitmenlik Eğitimi Vermek – 3 Yıl Süren Rüya

Bali’de Yoga Eğitmenlik Eğitimi Vermek İçin Hazırlanıyorum

Yaklaşık iki aydır Bali’deyim. Burası yalnızca doğasıyla değil, insanın içine huzur dolduran atmosferiyle de eşsiz bir yer. Bu büyülü adada olmak, her anınızı daha farkında ve daha canlı hissettiriyor. Buraya gelme sebebim, daha önce yoga eğitmenlik eğitimi aldığım uluslararası yoga okulunda bir süre eğitmen olarak çalışmak. Tam ben de inanmıyorum henüz ama öyle görünüyor ki ben Bali’de yoga eğitmenlik eğitimleri vereceğim. Henüz işe tam gaz başlamadım. Şu ana kadar bu zor ama bir o kadar da ilham verici işi öğrenme ve kendimi hazırlama sürecindeyim diyebilirim.

Bu arada merak edenler için kendi Bali’ilk gitme sürecimi paylaiştığım bir yazı da yazdım bakın burada.

Ya da Bali’de yoga eğitimini nasıl bulurum diyenler için başka bir yazı daha yazdım. O da burada.

Bali'de Yoga Eğitmenlik Eğitimi İlk Gün: Tahtada günlük program yazılı.

Eğitim Süreci: Yoğun Ama Dingin Bir Başlangıç

İki ay boyunca birçok ustadan işin inceliklerini öğrenme ve onları gözlemleme fırsatı buldum. Ustaların ders verme biçimlerini izlerken, her birinin öğrencileriyle olan iletişim şeklinin farklı olduğunu fark ettim. Bu bana, yoga eğitmenliği yapmanın yalnızca teknik bilgiyle değil, aynı zamanda duygusal zekayla da ilgili olduğunu öğretti.

Bu süreçte hiç durmadan çalıştım diyebilirim. Kendi kendime İngilizce yoga dersi vere vere bir hal oldum. İngilizce pratiğimde ilerlemek için odama kapanıp, kendi kendime sesli tekrarlar yapıyordum. Tropik bir adada “tatil” yapıyor gibi görünsem de, gerçek anlamda bir tatilden çok uzaktaydım. Ama burada olmanın verdiği bir sağlık ve dinginlik hissi var, onu da inkar edemem. Bali’nin havası ve doğası, insana ilginç bir şekilde hem enerjik hem de huzurlu hissettiriyor.

Ama artık bitti… ya da her şey yeni başlıyor!

İlk Büyük Gün: Bali’de Yoga Eğitmenlik Eğitimi Veremeye Başlıyorum

Yarın büyük gün. Yarın benim yürüteceğim ilk kurs başlıyor. Bu kurs, benim için yalnızca profesyonel bir adım değil, aynı zamanda kişisel bir meydan okuma. Konfor alanımın çok dışında kalacağım. Yine de kaçmak aklımın ucundan bile geçmez. Öğrencilerime yoga öğretmek bir yana, onların yolculuğunda bir rehber olmak büyük bir sorumluluk. Sizin desteğiniz ve sevginiz olmadan yapamazdım bunu.

İnsan bilmediği bir ortamda, daha önce yapmadığı bir işe girişince hemen korkular devreye giriyor. Zihnimde zaman zaman beliren, “Ya başaramazsam?” gibi düşünceler beni zorladı. Ama ne zaman böyle bir durumda kalsam, hep sizin derslere mutlu mutlu gelişinizi ve birlikte yoga yaparken hissettiğim enerjiyi aklıma getiriyorum. Enerjiniz bana iyi geliyor.

Bir de şunu düşünüyorum: Bir insanın karşısına Bali’de yoga eğitimi vermek gibi bir fırsat insanın karşısına kaç kere çıkar. Bunu yapmayı denemek zorundayım. En kötü başaramam ama denemek zorundayım. Hem ya başarırsam.

Zeynep Bali'de ilk yoga eğitmenlik eğitimini vermeden önce yoga shalada kendi fotoğrafını çekmiş

Yoga’nın Bilgeliği ve Özel Bir Yolculuk

Yoganın bilgeliğini dünyanın dört bir yanına dağıtmak için yarın 10 kişi bir araya gelecek. Bu öğrencilerimle geçireceğim süre boyunca sadece onları eğitmekle kalmayacağım, aynı zamanda onların hikayelerinden de öğreneceğim. Yoga eğitmenlik eğitimi, aslında sonsuz bir öğrenme süreci. Burada geçireceğim aylar boyunca kendimi geliştirmek için her fırsatı değerlendirmeyi planlıyorum. Sonra da darısı bu işi evimde, yerimde, ülkemde yapmaya…

Yoga Eğitmenlik Eğitimi Öğrencileri ve Değişim Hikayeleri

Temmuz kursunun ikinci haftası neredeyse bitmek üzere. Sekiz tane birbirinden muhteşem kadın katıldı temmuz kursuna. Her biri kendi hikayesiyle buraya geldi. Kimisi bir kariyer değişikliği için, kimisi ise hayatında radikal bir adım atmak için bu yolculuğa başladı. İngiltere, Amerika, İsveç, Almanya… ve bir de ben Türkiye.

Bali’de eğitmenlik eğitimleri en az bir ay boyunca aralıksız devam eden eğitimlerdir. Bu tarz kurslara insanlar genellikle hayatlarının rutin bir döneminde gelmezler. Ya bir değişim yapmak istiyorlardır ya da yaşamlarının akışını kökten değiştirmeye karar vermişlerdir. Arabasını satıp gelen mi dersiniz, evindeki eşyaları sattıktan sonra kalan parasıyla kendini Bali’ye atan mı… Buraya gelen insanlar hayatlarının özel bir evresinde oluyorlar. İşte tam şimdi onlarla tanışmak bir süreliğine onların elinden tutmak çok değerli bir fırsat.

Zor Zamanlarda Grup Desteği

Bali’de yoga eğitmenlik eğitimi zorlu bir süreç. Hem eğitmenlik eğitimi olduğu için zaten zor; hem de bir çok kişi daha önce gitmedikleri bir yere ilk kez tek başlarına gelmiş oluyorlar. Eğitimin kendisi oldukça yoğun, hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal olarak. Ama işte burada grup dinamikleri devreye giriyor. İnsanlar tek başına geldiklerinde, kendilerini daha açık ve paylaşmaya hazır hissediyorlar. Doğru grup ruhu yakalanırsa, inanılmaz bir duygusal destek sistemi ortaya çıkabiliyor.

Örneğin, öğrencilerimden biri erken menopoz döneminde ve bu nedenle yoğun hormonal ve duygusal dalgalanmalar yaşıyor. Dün dersin ortasında bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladı. Böyle bir şeyin yoga pratiğinde yaşanması nadir değil. Yoga, derinlere gömülen duyguları ortaya çıkaran bir süreç.

Dersi grup sarılmasıyla kapattık. Bu süreç, onun gruba olan güvenini artırdı. Grubun kendine olan inancını arttırdı. Bugün bana teşekkür etti ve meditasyonda şimdiye kadarki en iyi deneyimini yaşadığını söyledi.

Zeynep Bali'de Yoga Eğitmenlik Eğitimi veren musmutlu bir yogin. Bunu temsilen de kendisinin deniz kenarında bir fotoğrafını görüyoruz.

Yoga Dersleri: Hazırlık ve Kabulleniş

Yoga pratiği sırasında zihniniz, bedeniniz ve ruhunuz hazır olduğunda, karşınıza ne çıkarsa onu olduğu gibi kabul etmeyi öğrenirsiniz. Bazen bu, dengede duramamak ya da hiç başaramadığınız bir pozu aniden yapmak olabilir. Bazen ağlamak, bazen gülmek, bazen de sınıftan kaçıp gitmek isteği… Her biri yoga pratiğinin doğal bir parçasıdır.

Güçlü olmak demek her zaman ayakta kalmak değildir. Güçlü olmak, duygusal dalgalanmalara kendini açabilmek, rasyonel aklınızın kontrol edemediği şeyleri deneyimleme cesaretine sahip olmaktır. Düşmekten korkmadan kalkabileceğinize inanmak… İşte yoga, size bu cesareti öğretir.

Bali’de Yoga Eğitmenlik Eğitimi Vermenin Zor Zamanları

Yazının bu kısmını yıllar sonra yazıyorum. İnsan genellikle bir şeyleri internetle paylaşırken işin karanlık yüzünden çok bahsetmiyor. Aslında yazımı tekrar okuyunca çok da tek taraflı yazmadığımı gördüm. Yine de çok zor zamanlar da geçirdiğimi söylemem gerekir. Ben Bali’de Eğitmenlik Eğitimi verirken üzerimde inanılmaz bir iş yükü vardı. Hem sabahtan akşama ders veriyordum. Hem cumartesileri de çalışıyordum. Bir yandan da blog yazmak, sosyal medya hesaplarını yönetmek gibi bir sürü ek görevim vardı. Belki de bu bloğa o zaman devam edemememin en büyük nedeni odur.

Bütün gün konuştuğum ve bir yandan da öğrencilerin duygu durumlarını bir dengede tutmak için uğraştığım için işten çıktığımda bütün sosyal enerjim tükenmiş oluyordu mesela. Akşamları yemek yerken hiç kimse ile göz göze bile gelmek istemiyordum mesela.

Yalnızdım. Gökçe Türkiye’de ben Bali’de idim. Arada 5 saat saat farkı vardı. İkimizin de uyumadığı ve işte de olmadığı çok sınırlı bir zaman dilimimiz vardı. Arkadaş edinecek pek fazla zamanım ya da enerjim de yoktu. Kalan enerjimle de kendi pratiğimi yapmak için derslere gidiyordum zaten. Bir tane arkadaşım vardı. Kaldığım otelde kalıyordu o da. İç güdüleri, empati becerisi inanılmaz güçlü bir insandı, ondan o kadar çok şey öğrendim ki.

Başka başka zorluklar da vardı. Tüm bunların arasında hayata tutunmamı sağlayan en temel şey çok sevdiğim bir işi yapıyor olmamdı. Bali’den inanılmaz güçlenerek geri döndüm. En kötü anına bile keşke olmasaydı diyemem.

Bali’de Yoga Eğitmenlik Eğitimi Verirken Yaşadığım En Garip Olay

Bizim okulun programına göre güne meditasyonla başlıyorduk. Sabah insanlar hiç kimse ile konuşmadan telefonlarına bakmadan yoga Shala’ya gelip yerleşiyorlardı. Ben saat 7’de meditasyonu başlatıyordum. Yarım saat boyunda nefes odaklı meditasyon yapıyorduk. Ben de onlarla birlikte meditasyon yapıyordum tabi ki.

Bir sabah yine hep birlikte meditasyondayız, öğrencilerden biri yanıma geldi. “Sinek” dedi. Daha doğrusu ben öyle sandım. Meditasyon kafasından henüz çıkamamış olduğum için öğrencimin İngilizce konuştuğunu ve aslında “snake” yani yılan dediğini bir süre anlayamadım. Ne olmuş sinek varsa, normal bir durum yani. Bali’de her yerde sivri sinek var. Sonra biraz kafam yerine geldi de durumun vahametini kavradım. Herkes gözleri kapalı, yerde oturmuş meditasyon yapıyor ama sınıfın içinde bir yılan var. Küçük siyah bir yılan.

Öğrencime arkadaşlarına göz kulak olmasını söyledim ve hemen dersleri verdiğimiz spanın görevlilerini çağırmaya gittim. Bir de bacaklarım uyuşmuş, yamuk yumuk basarak koşmaya çalışıyorum. Neyse öyle yamuk yumuk ofise ulaştım, durumu anlattım. Oradan bir görevli eline bir faraş ve süpürge alarak sınıfa geldi. Bütün yoga öğrencileri Shalanın bir köşesine sıkışmış, yılan da diğer köşede. Görevli süpürge ile yılanı faraşa itmeye çalışıyor, yılan da durmuyor tabi faraşın içinde, kıvrılıp kaçıyor.

O sırada bütün sınıf çığlık çığlığa iyice köşeye sıkışıyor. Neyse sonra öğrencilerden biri bu durumdan çok sıkıldı. Görevlinin elinde bir çöp poşeti vardı. Görevliden yılanın zehirli olmadığını öğrendikten sonra çöp poşetini eline geçirdi. Tuttu yılanı ortasından, kapıdan dışarı, horozların takıldığı boş alana fırlattı. Oturduk meditasyona devam ettik. Ben gözlerini kapatamazlar sanıyordum ama hiç kimse sorgulamadan tekrar meditasyona oturdu. Bali’de yoga eğitmenlik eğitimi almaya gelme kararı belki böyle bir kabullenme de getiriyor olabilir diye düşünüyorum. Biz yine de o günden sonra da dersteyken Shalanın kapısını hep sıkı sıkı kapattık.

Son Söz

Hani dedim ya okulun bloglarını ben yazıyordum diye o sırada yazdığım bir blog yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü o yazıda bence Bali’de yoga yapmanın bana öğrettiği en önemli şeyi anlatmışım:

Hayatımız mucizelerle dolu. Bir bebeğin dünyaya gelişi örneğin kesinlikle büyülü bir şey. Doğum, bilimsel olarak birçok aşaması açıklanmış olmasına rağmen büyülü ve mistik niteliğini koruyabilmiş ender olgulardan biri.

Nedense hayatımızda bilimsel açıklama bulan olgular mucize kategorisinden genellikle düşüyor. Mesela her sabah güneşin doğuşunun tadını çıkarmak yerine normal deyip geçiyoruz. Her sabah “yaşasın bugün de güneş doğdu” demiyoruz. Hatta “yine mi sabah oldu ya” dediğimiz daha sık oluyor.

Kadim uygarlıkların çok tanrılı inanışlarında, ay ve güneş tanrılardır ve gece ve gündüz döngüsü onların hareketlerini temsil eder. Bazı mitolojilerde birbirlerini kovalar tanrılar, bazılarında savaşırlar, bazılarında birbirlerini görmeyi reddederler. Ama hiçbir zaman sıradan bir olay değildir bütün dünyaya hayat ve ışık veren güneşin ortaya çıkışı. Nehirler de büyülüdür yağmurlar da, hayvanlar da…

Hayatın bu küçük görünen mucizelerinin tadını çıkarmayı unuttukça güne başlamak zor geliyor tabi bize. Hep güzel bir şey olsun da sevinelim diye bekliyoruz. Ama güzel bir şeyler sürekli oluyor ve biz onlara normal diyoruz. “Efendim bakınız güneş sisteminde dünya kendi etrafında dönerken tabi ki güneş doğacak. Hatta aslında güneş doğmuyor o öyle duruyor orada dünya dönüyor o yüzden de sen bazen güneşi göremiyorsun. Dolayısıyla burada bir mucize falan yok. Bilimsel bir olgu bu.”

Değil işte. Bir şeyin bilimsel olarak açıklanması onun bir mucize olmadığı anlamına gelmez. Mucizeler sadece akıl sır erdiremediğimiz şeyler değildir. Bir bebeğin dünyaya gelişi, güneşin doğuşu, çay yapraklarının sıcak suya tat vermesi, uyumak ve rüya görmek, bir kedinin yumuşak patilerinin içinden keskin tırnakların çıkması, bir köpeğin sevindi diye kuyruk sallaması, bir arının tabağınızda yemek olduğunu fark edip kankalarını çağırması mucizedir.

Ben şahsen uzun süre bilime çattım. Ne var yani her şeyi açıklayıp duruyor, bıraksa bir şeyler de büyülü kalsa diye. Halbuki ne bilim bu dünyanın büyüsünü benden alabilir, ne de kanatlanıp uçmak bu dünyayı büyülü kılabilir. Sen bakıp evrenin büyüsünü takdir etmedikçe, büyü diye bir şey yoktur.

Aklından geçer her düşünce, aldığın her nefes sihirli, gücünün farkına var.

Zeynep

Yoagaya Dair Diğer Yazılarımız:

Zeynep'in yoga pozu fotoğrafları iki yanda ortada da yoga başlangıç serisi başlığı var.

Yoga Başlangıç için 8 Adım – Yeni Başlayanlar İçin Online Yoga

Adım adım yoga pratiğinizi oluşturun Yoga başlangıç seviyesi dersleri almak, yogaya başlamak isteyenler için bir ilk adım yolculuğu tasarladım. Yolculuk 8 online yoga başlangıç dersinden oluşuyor. Beni takip ederek yoga ilk adımınızı atabilirsiniz. Yoga pratiğine adım atmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? İşte bu yoga dersleri serisini tam da sizi düşünerek yazdım. Yeni başlayanlar … Devamını oku
Yoga asana yapan üç kadının ayrı ayrı grafik imgesi

Yoga Asana Değildir

Yoga asanaları (duruşları/pozları) maalesef yoganın en çok göze çarpan kısmı. O kadar ki, yoga denildiğinde çoğu insanın aklına bedenin kıvrıldığı etkileyici pozisyonlar, renkli yoga matları ve sosyal medyada paylaşılan kusursuz bedenler gelir. Ancak bu popüler imajın ötesinde, yoga çok daha derin, çok daha anlamlı bir pratiği ifade eder. Eğer birileri size “Bu asanaları yapamıyorsan iyi … Devamını oku
Tantra'nın en önemli araçlarından biri olan Sri Chakra Çakra mandalasının görseli

Tantra: Bilinç & Enerjinin Kozmik Dansı

Tantra denilince aklınıza ilk ne geliyor? Cinsellik mi, yoksa evrensel bir bilinç mi?”  Geleneksel Tantrik Hatha Yoga Geleneksel Tantrik Hatha Yoga: Birisi bana ne tür yoga yaptığımı sorduğunda eğer kusursuz bir cevap vermem gerekirse bu yanıtı vermeliyim. Ama çoğunlukla Hatha yoga yaptığımı söyleyip geçiyorum. Maalesef Tantra bir çok yogin tarafından bile eksik ya da yanlış … Devamını oku
Oturan bir kadın silüetinin etrafı rengarenk desenlerle sarılı - Dişil Enerji Nedir sorusunun cevabının ilham vericiliğini temsilen

Dişil Enerji Nedir & Ne Değildir

Dişil enerji nedir, ve bugün daha de önemli olan soru, ne değildir? Sosyal medyada dişil enerjisi düşük olan kadın şöyle eksiktir, böyle çarpıktır, eril enerjisi çok yüksek kadın böyle çok fazladır, şöyle aşırıdır gibi ifadeleri çok görüyoruz. Baştan söyleyeyim ne her hangi biriniz eksik ya da fazlasınız ne de dişil ve eril enerjiler böyle şeyler. … Devamını oku