Geçen yine cennetteyim..
ya da yoginin Ubud rehberi
Yarın bir sene önceki Ubud seyahatimin üçüncü gününden beri hayalini kurduğum yolculuğa çıkıyorum. Ubud’a tekrar gidiyorum.
Bu bloğun burada bulunma sebebi şudur: biz Ubud’dan geldiğimizden beri o kadar güzel ve gözlerimizden ışıklar saçarak anlattık ki oraları bu sene bir çok arkadaşımız Bali’ye bir seyahat ayarladı. Şimdi herkese buradan ballandıra ballandıra, böyle bi şey mümkün mü bilmiyorum ama, anlatacağım ki sizde bu deneyimi yaşayın. Hem de size bir rehber olur.
İlk yazı vize ve yanınıza almanız gerekenler üzerine olsun.
Eğer Bali’de bir aydan az kalacaksınız Denpasar havaalanında kapıda en az 6 ay geçerli pasaportunuzu, dönüş biletinizi, bir de otel rezevasyonunuzu gösterip vize alabiliyorsunuz.
Eğer daha uzun kalacaksanız Endonezya büyükelçiliğine gidip turist vizesine başvurabilirsiniz. Gereken belgeler Haziran 2016 itibari ile: pasaport, iki vesikalık, otel rezervasyonu çıktısı , uçak biletleri çıktısı, nüfus cüzdanı fotokopisi, 3 aylık hesap dökümü, bir de web sitelerinde bir form var onu doldurmanızı istiyorlar. Benim vizem aynı gün çıktı, bi de teslim ederken 50 usd aldılar.
Başka bir seçenek: fazla kaldığınız her gün için ceza ödemek (en fazla +60 gün), ya da girişte ücretsiz uzatılamayan bir aylık vize yerine, ücretli bir kere uzatılabilen bir aylık vize almak.
Uçak biletleri yolculuğun en pahalı kısmı, ne kadar erken o kadar iyi her zamanki gibi.
Bali’de hava her zaman sıcak, yağmur da yağsa sıcak. O kadar ki arabalarda havalandırma açtığınızda air condition da zorunlu olarak çalışıyor. Kalorifer diye bişey hiç yok. Yani arabayı soğutmadan camdaki buğudan kurtulmak mümkün olmuyor. Sonuç olarak ben bi aydan fazla kalacağım halde sadece bi uzun kollu kalın üst götürüyorum o da daha çok yolda üşürüm diye. Kotların falan yüzüne bakmadım. Tırmanış yapmayacaksınız muhtemelen hiç ayakkabı giymek istemeyeceksiniz. Bir de kaldırımlar oldukça engebeli ben kendi adıma topuklu ayakkabıya da bulașmazdım; gerçi ben düz yolda da pek bulaşmıyorum topukluyla. Akşam yemeğe falan giderken en favori kıyafetim bi şalvar ya da incecik rahat pantolonlar oluyor. Böylece ayaklarımı bacaklarımı sivri sinek sokacak diye endişelenip, kendimce sivrileri uzaklaştırmak için ayaklarımı bütün gece saçma sapan hareketler ettirmek zorunda kalmıyorum (zaten bu taktik de işe yaramıyor, bu saptamak da beni şimdiye kadar durdurmadı o ayrı). Yanınıza tapınaklara girerken belinize sarıp bütün bacağınızı kapatabileceğiniz bir şal mutlaka alın. Eğer çok iyi bir yağmurluğunuz varsa götürün ama yoksa orada 10-15 liraya işinizi çok rahat görecek yağmurluklar bulabilirsiniz.
Ubudun güzelliklerini bir sonraki yazımda resimlerle anlatacağım. Sorunuz olursa buradan sorabilirsiniz.