Yoga Candır

Bilincin Haritası - Yoga Geleneğinin Gözünden

Bilinç, evet asana değil, bilinç yoganın odağıdır.

Yoga konusunda daha fazla şey öğrenmekten büyük zevk alıyorum. İnsana ve yaşama olan bütüncül yaklaşımı hayatla olan ilişkimi dönüştürüyor. Bütüncül mantığın izlerini her yerde görebiliyorum. Öğrendiğim her yeni şey bilgi hazinemi büyütmekle kalmıyor. Bir yandan da daha önce bildiklerimi derinleştiriyor.

Hani bazen yeni bir şey öğrenirsin de diğer her şey bambaşka bir ışıkla parlamaya başlar ya. İşte o anları çok sık yaşıyorum yoga ile ilgili araştırma yaparken. Merak ediyorum siz de benimle aynı hisleri paylaşıyor musunuz ya da bu yazı sizde böyle hisler yaratacak mı?

Önce size haritayı göstereyim. Bu kadar laftan sonra karmaşık bir harita görmeyi bekliyor olabilirsiniz. Sizi yanıltacağım bilincin haritası oldukça basit ve sadece 4 bölümden oluşuyor.

Bilincin haritasının çizimle gösterilmiş hali

Kare şekli bilinci temsil ediyor. Burada dört temel bölüm görüyorsunuz.

  • Manas: alt bilinç
  • Chitta: hafıza
  • Ahamkara: ben bilinci/ego
  • Buddhi: üst bilinç

Her birini önce güzelce açıklayayım sonra da esas önemli kısımdan yani yerleşimlerinden bahsedeyim.

Manas

Manas gurular tarafından bilincin alt ya da alçak bölümü olarak tanımlanır. Manas aslında zihnin ilk akla gelen birçok fonksiyonunu yerine getirir. Beş duyu ile direk bağlantılıdır ve dış dünyayı algılamamızı sağlar. Bunu dışında fiziksel faaliyetlerimizin koordinasyonu da Manas’a aittir. Yani Manas şimdi ve burada olan madde varoluşumuzun zihnidir. 

Manas karar veremez. Zaten hepimiz kararlarımızda, düşünce zincirlerimizde şimdi ve burada olandan çok daha fazlasının etkili olduğunun farkındayız. Gurulara göre Manas ancak şüphe edebiliyor ya da düşünce üretebiliyor ama hiçbir kararımız Manas’dan gelmiyor.

Ahamkara

Ahamkara ben bilincimiz. Ben’i ben olmayandan ayırma becerimiz. Ahamkara bir çok kaynakta ego olarak geçer. Yanlış da değildir ama batı ve doğu düşüncelerinin egodan anladıkları farklıdır. Ahamkara batı düşüncesinin egodan anladığı gibi bir ego değildir. Düşünce üretmez, karar vermez. Ahamkara basit bir şekilde ‘ben’ ile ‘ben değil’ arasındaki ayrımın yapılmasını sağlar. Kişisel deneyimlerimizi oluşturabilmek için bize alan açar.

Burada küçük bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Ahamkara düşünce üretmez dedik ama çok önemli bir inancımızın temelini oluşturur. Ahamkara kendimizi evrenin ayrıştırılamaz bir parçası olarak algılamamızı engeller. Ahamkara ‘ben’in sınırlarını aşamayacağımıza inanmamızı sağlar. Niyeti tabiki bizi kandırmak değildir. Burada bahsettiğim ‘ben’ kodlaması pratik hayatımızı sürdürebilmemiz için gereklidir ama spiritüel yolculuğumuzda aşmamız gereken bir bariyer oluşturur. Dahası ancak bu bariyeri kendi becerilerimizle aştığımız zaman hemen pratik hayatın hem de bütünün bir parçası olarak kalmayı başarabiliriz. Yani demek istediğim bu bariyer en başından beri olmasaydı kendi sınırsızlığımız içinde kaybolurduk.

Chitta

Chittayı modern psikolojinin anladığı şekliyle bilinçaltı olarak düşünebilirsiniz. Chitta hayatın bize sunmuş olduğu tüm deneyimlerin (konuşmaların, kokuların, renklerin, bakışların, tatların, hislerin, her şeyin) izlerini kaydeder. Belli durumlarda da bu izlere karşı istemsiz tepkiler oluşturur.

Buddhi

Buddhi yüksek bilincimizdir. Buddhi saf bilgelikle doludur. Buddhi temel karar verme mekanizmamızdır. Asla tereddüt etmez, evrensel iyilik ve güzellikle temas halindedir. Hayatın büyük sorularının cevapları Buddhi’de vardır. Ben kimim, bu dünyada ne işim var, bedenim öldükten sonra bana ne olacak, tanrı var mı, v.b.

Şimdi kafanızda oluşmaya başlayan soruları biliyorum. Sorularınız çok yüksek ihtimalle şöyle başlıyor: ‘Peki o zaman neden….’

Peki o zaman neden

  • ben bu soruların cevaplarını bulamıyorum?
  • bu kadar çok hata yapıyorum?
  • hayat bu kadar zor?
  • bu kadar korkuyorum?

İşte cevabı bilincin haritasında. Buddhi direk olarak Atman’la temas halinde. Atman henüz açıklamadığım son terim. Atman’ı senin biricik ruhun olarak düşünebilirsin. Değişen her şeye rağmen senin sen kalmanı sağlayan özün.

Buddhi Atman’la temas halinde olmasına rağmen dış dünya ile ya da Manas ilde direk iletişim içinde değildir. Hayat öncelikle Manas’ın süzgecinden sonra da Ahamkara ve Chitta’nın süzgecinden geçer. Buddhi materyal dünyaya karşı kör, sağır, hissizdir; tadını da alamaz dış dünyanın kokusunu da. 

Benzer şekilde eylemlerimizi, duygu düşüncelerimizi kontrol eden Manas da Buddhi’nin bilgeliğine direk ulaşamaz. Araya dış dünyanın gürültüsü girer, geçmişin izleri girer, inançlarımız girer.

Peki ne yapacağız?

Eğer eğitimlerimizden birine katıldıysanız bu soruya vereceğimiz cevabı tahmin ediyorsunuzdur. Kaçıranlar ve tekrar duymak isteyenler için işte cevap:

Meditasyon.

Meditasyon tam da yüksek bilincimize (Buddhi) ulaşmak için binlerce yıldır geliştirilmiş bir tekniktir. Meditasyona otururken yaptığımız ilk iş hareketsiz bir şekilde oturmak ve gözlerimizi kapatmaktır. Yani bilincin haritasına dönersek, Manas’ın dış dünya ile ilişkisini kapatarak işe başlıyoruz.

Bu arada bana arada meditasyonda müzik dinleyebilir miyim diye soranlar oluyor. Bakın haritasıyla falan anlatıyorum. Müzikle yaptığınız meditasyon sizi yüksek bilincinize götürmez. Müzik Manas’ı beslemeye devam eder. Amacınız sadece biraz dinlenmekse müzikle meditasyon yapabilirsiniz. Amacınız bilincinizi özgür bırakmaksa müzik sizi engeller.

Meditasyon pratiklerinde ikinci adım genellikle nefese odaklanmak oluyor. Farkındalığımız arttıkça nefesin içinde pranayı fark ediyoruz. Prana yaşam enerjisidir. Pranayı tanıdıkça kendine has bir bilinci olduğunu bizi hayata bağlayan gücün bizim aklımızın kölesi olmadığını anlamaya başlıyoruz. Ego yavaş yavaş çatırdamaya, kendini teslim edebilme becerisi gelişmeye başlıyor.

Bu noktada Chitta ile baş başa kalıyoruz. Manas doğası gereği baya kalabalıktır ama Chitta daha da kalabalıktır. Chitta’yı dinginleştirmenin en güzel yolu ise Kriyalar ve Mantralardır. Mentra ve Kriya pratiklerinin takrarı sayesinde Chitta bilinci yükselten titreşimlerle yankılanmaya başlar. Tıpkı bir reklam müziğinin münasebetsiz bir şekilde derinlerde bir yerden bilincimize yükselmesi gibi Mantra biz çaba sarf etmeden bilincimizde belirmeye başlar. 

Mantrayı da bırakıp kendimizi oluşturduğumuz titreşimlerin hissine bıraktığımızda aslında Buddhi çok yakınımızdadır ve yer yer parlaklığını hissederiz. Düzenli pratik yaparak Buddhi ile temasımız daha istikrarlı ve uzun süreli olmaya başlar. 

Sonrası hep huzur, hep özgürlük 🙂

Çünkü yoga candır.

Zeynep

Son Blog Yazılarımız:

Tüm Blog Yazılarımıa